Tarihi kaynaklarda adı Andabalis, Adualis, Ambabalis olarak geçen yerleşim Geç Antik Dönem’de başkent ̋İstanbul’dan Kilikya’ya giden ve oradan da Kutsal topraklara ulaşan yol üzerindeki askeri bir garnizondur. Efsaneye göre, Büyük Konstantin’in annesi Helena, 4. yüzyılın ilk yarısında, kutsal topraklara, yaptığı hac ziyareti sırasında bölgede bazı kiliseler inşa ettirmiştir. Mimari plan özellikleri göz önünde alındığında, günümüze gelen kilise (Konstantin ve Helena Kilisesi), Helena’nın yaptırdığı kilisenin yerinde veya yakınında, daha sonraki bir dönemde inşa ettirilmiş olmalıdır.
Anadolu’nun 11. yüzyılda Türklerin eline geçmesinden sonra kilise, yörede ikamet eden gayrimüslim tebaanın ibadetine açık kalmıştır. 1970’lerde yapıda çalımalar gerçekleştiren ve bu çalışmalarını 1979’da yayınlayan M. Restle, orta nefi örten tonozu ve duvar resimlerinin bir kısmını görmüş, duvar resimlerinin üç ayrı katman halinde olduğunu belirtmiştir. 20. yüzyılın başlarında H. Rott’un 1908’deki ziyaretinden kısa süre önce, yan neflerin kaldırıldığını ve nefleri ayıran desteklerin aralarının örüldüğünü belirtir. Kilisenin orta nefi ise 1977 yılında yıkılmıştır.