Yazılıkaya/Midas Kenti Yazılıkaya Vadisi’nin güney ucunda, Eskişehir’in Han ilçesine bağlı Yazılıkaya köyünün hemen batısında yer alır. Tüf kayalardan oluşmuş Yazılıkaya platosunun üzerinde kurulmuştur. Uzunluğu 650 m, genişliği 320 m’dir. Vadi taban seviyesinden yüksekliği 60-70 m kadardır.
Dağlık Frigya Bölgesi ve Midas Kenti araştırmaları 1800 yılında William Martin LEAKE ve arkadaşlarının Yazılıkaya/Midas anıtını keşfiyle başlar. 19-20. yüzyılın ilk yarısında birçok Avrupalı gezgin ve araştırmacı bölgede incelemeler yapar. 1826 yılında Fransız gezginler A. de Laborde ve L. de Laborde, Bitmemiş Anıtı, 1834 yılında Charles Texier Areyastin/Arezastis (Küçük Yazılıkaya) anıtını bulur. 1881 yılında İngiliz tarihi coğrafya uzmanı, epigraf William M. Ramsay Dağlık Frigya’ya gelir, 1881-1884 ve 1907 yıllarında bölgede araştırmalarına devam eder. Yazılıkaya’ya Midas Kenti adını veren ilk araştırmacı W. Ramsay’dir. 1937-1939 yılları arasında İstanbul Fransız Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Sanat Tarihçi Albert GABRİEL, Hollandalı arkeolog C. H. Emilie HASPELS ile birlikte Yazılıkaya’da ilk sistemli arkeolojik kazılara başlar. 1948 yılında Yazılıkaya’da İstanbul Fransız Arkeoloji Enstitüsü adına ikinci dönem kazıları başlar. Kazılar İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Halet ÇAMBEL’in arazi sorumluluğunda yapılır. 1946 yılında C. H. Emilie HASPELS Dağlık Frigya Bölgesi’nde aralıklarla 1958 yılına kadar sürdüreceği geniş çaplı yüzey araştırmasına başlar. Bölgenin Tarih Öncesi Dönemi’nden Osmanlı Dönemi’ne uzan geniş bir dilimini kapsayan bu araştırmalar kitap olarak yayınlanır. 1984 yılında Fahri IŞIK Dağlık Frigya Bölgesine gelerek Frig Kaya anıtlarını inceler, Urartu ile Frig Kaya anıtlarını karşılaştırır. 1990-1993 yılları arasında Eskişehir Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü Yazılıkaya-Midas şehrinde anıtın çevresinde ve sarnıçlarda temizlik çalışmaları yapar. 1992-1996 yıllarında Taciser TÜFEKÇİ-SİVAS bölgede Frig kaya anıtlarına yönelik geniş çaplı araştırma yapar ve doktora tezi olarak yayınlar.
Araştırma ve kazılar, Midas Kenti’nin kayalara oyulmuş çok sayıda ve en anıtsal dini yapılarla donatılarak Frigler tarafından ayrıcalıklı bir konuma yükseltildiğini gösterir. Frigler için başkent Gordion devletin en güçlü politik merkezi, Midas Şehri de krallığın başlangıcından itibaren en önemli dini merkezdi. Kazı sonuçlarına göre kentin çevresinde ilk yerleşme M.Ö. 3. bin yıla kadar geri gitmektedir. En erken Frig yerleşmesi ise M.Ö.8. yüzyılın son çeyreğinde başlamıştır. Frig Krallığı’nın siyasi olarak yıkılmasından sonra da kent terk edilmemiş, Pers, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde Frig kaya yapıları bazı ilave ve değişikliklerle kullanılmaya devam etmiştir.
Frig döneminde şehrin surla çevrili olduğu düşünülür. Günümüzde sur bedenine ait yerinde korunmuş tek taş dahi yoktur Yerleşmeyi doğal bir sur gibi çevreleyen kayaların belirli noktalarında basamak şeklinde kesilmiş temel yuvaları bir savunma sisteminin varlığının kanıtıdır. Bu yuvalar, kimi yerde birden fazla tahkimat olduğunu düşündürür. Şehrin ana girişi doğu yöndedir. Ana kayaya açılan rampalı yol Kral Yolu olarak bilinir. Rampa boyunca kaya kütleleri üzerine figüratif kabartmalar işlenmiştir. Plato üzerinde ana kayadan yontulmuş anıtsal ölçekli basamaklı sunaklar, kaya merdivenleriyle inilen tonoz örtülü iki kaya tüneli ve güneybatı yönde alt terastaki anıtsal kaya sarnıçları en önemli yapıları oluşturur. Yerleşmeyi çevreleyen yüksek tüf kayalarda ise anıtsal ölçekli fasad (yapı cephesi), basamaklı sunak ve nişlerden oluşan çok sayıda kült anıtı ve oda mezarlar yer alır.
Midas Kenti ve Yazılıkaya Vadisi’nde yer alan kayalara oyulmuş anıtsal ya da küçük ölçekli dini anıtlar, Frigler’in doğayı tüm canlılığı ile simgeleyen Ana Tanrıça Matar Kubileya’ya duydukları derin saygı ve bağlılığı yansıtır. Fasadlar (yapı cephesi), sunaklar ve nişlerden oluşan bu anıtların mimari tasarımları birbirinden farklı olsa da hepsi işlevsel olarak Ana Tanrıça Matar Kubileya kültüne adanmış birer açık hava tapınağıdır. Üçgen alınlıklı, beşikçatılı fasadlar (yapı cephesi), Frig konutlarının kayalara oyulmuş ön cephesini temsil ederler. Üçgen alınlık ve cephe, geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiştir. Bu ephe süslemeler, Frig ahşap işçiliğindeki bezemelerle büyük bir benzerlik gösterir. Bu cephenin en önemli bölümü, içinde tanrıça heykelinin ya da kabartmasının bulunduğu kapı biçimindeki merkezi kaya nişidir. Böylece Frig insanı kayanın derinliklerine açılan kapının gerisinde varlığını hissettiği, düşlediği Ana Tanrıçasını epifani olayıyla sembolik de olsa görebilmekteydi. Sunaklar, tanrıya dua edilen, kurbanlar kesilen, adaklar sunulan kült yapılarıdır. Ön taraflarındaki basamaklarla tanrıçayı simgeleyen yuvarlak başlı, dörtgen gövdeli tanrıça idollerine ulaşılır. Bu sunakların en güzel örnekleri Midas Kenti’ndedir. Nişler, genellikle kayaların dik yüzlerinde, ancak kolaylıkla ulaşılabilen yüksekliklerdeki oval veya dikdörtgen sığ oyuklardır. Arka duvarlarında tanrıça heykelciğinin ya da idolünün yerleştirildiği yuvalar yer alır. Yazılıkaya-Midas Şehri’nde bu tip nişlere ait güzel örnekler vardır. Dünya Kültürel ve Doğal Mirası listesine dahil edilmek üzere aday gösterilmesi uygun görülen Yazılıkaya/ Midas Kenti dünyada eşi ve benzeri bulunmayan anıt yapılarıyla Dağlık Frigya Bölgesi’nin gelecek kuşaklara aktarılması gereken en değerli kültür hazinesidir.