Anadolu’ya Açılan Kapı
Türk-İslam tarihinin en önemli merkezleri arasında gösterilen Ahlat, barındığı abidevi mezar taşlarıyla, adeta tarihe ışık tutmaktadır. Kubbet-ûl İslam ünvânına mazhar olmuş bu kent, tarihinde birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Ahlat’ın simgesi haline gelen mezar taşları aynı zamanda Anadolu’nun tapusu niteliğini taşımaktadır.
Yapılan epigrafik çözümlemeler ışığında, bölgenin aldığı göçlerin menşei ve çeşitli meslek gurupları gibi Ahlat’ın sosyo-ekonomik yapısını gösteren veriler elde edilmiştir. 210.000 m2’lik alanıyla ülkemizin en büyük tarihi İslam Mezarlığı olma unvanına sahiptir. 4 metreye yaklaşan uzunluklarıyla adeta Ahlat’ın tarihteki ihtişamına işaret etmektedir.
Orta Asya, özellikle Çin ve eski Türk kozmolojilerinde ejderha, iyilik verici, bolluk, bereket, refah, aynı zamanda hükümdarlık ile ilgili olarak iktidar, kuvvet, güç, yeniden doğuş ve tasavvuf gibi kavramlar ile özdeşleştirilmiştir.
Şahideli mezarlara göre mezarlıkta az örneği bulunan bu mezarlar daha erken tarihli olup Selçuklu Dönemi’ne ait sandukalardan oluşmaktadır. Şahideli Sandukalı Mezarlar Meydan Mezarlığı içinde en çok bulunan mezar türüdür ve her dönemde yoğun olarak tercih edilmiştir.