Kent, Bey Dağları’nın güneyinde, yerleşimi bir duvar gibi kuzeyden sınırlayan Şahinkaya isimli sarp kayalığın eteğinde yer almaktadır. Bu konumundan dolayı da Luwice’de “Arykawanda: Yüksek Kayalığın Yanındaki Yer” anlamına gelen ismi zamanla Arykanda’ya dönüşmüştür. Arykanda ilk kez 1838 yılında, İngiliz araştırmacı-gezgin Charles FELLOWS tarafından mezar yazıtları ve yüzeyde bulduğu sikkelere dayanarak lokalize edilmiştir.
Kent özellikle Hellenistik ve Roma Dönemi’nde yoğun bir şekilde iskân edilmiştir. En erken tarihli mimari veriler MÖ IV. yüzyılın sonu III. yüzyıl başına tarihlenen kaya mezarlarıdır. Lykia tarihinde, siyasi olaylarda etkin bir rol oynamamış olmasına karşın Doğu Lykia’nın en önemli ana yollarından üzerinde bulunan Arykanda özellikle kereste ticareti ile zenginleşmiştir. Arykanda Roma İmparatorluk Dönemi’nde zengin su kaynaklarının da etkisiyle güvenli bir konaklama ve dinlenme yeri olma özelliği kazanmıştır. Kent en parlak dönemini MS II-III. yüzyıllarda yaşamıştır.
Tipik bir yamaç yerleşimi olan yerleşimin doğusu ve batısı sarp falezlerle; kuzeyi ise Şahinkaya ile sınırlanmaktadır. Teraslar üzerine kurulmuş olan bu kentin en önemli kalıntıları arasında alt teras üzerindeki gymnasium ve hamam ile yukarı terastaki tiyatro, odeon, stadion, agora ve küçük hamam gelmektedir. Ayrıca akropolde Traianus ve Helios tapınakları ile Nal Tepe’deki bazilika, doğu nekropolünde de kilise bulunmaktadır. Kentte sur duvarları bulunmamaktadır, surların yerine bu görevi bir bakıma teras duvarları üstlenmiştir.