Muğla İli, Datça İlçesi, Reşadiye Yarımadası’nın en uç kısmında Ege ve Akdeniz'in birleştiği noktada Tekir Burnu üzerinde yer alan Knidos antik kenti Batı Anadolu kıyı kentlerinin önemli merkezlerindendir.
Şehir, anakara ve “Kap Krio” olarak adlandırılan ada kısmı olmak üzere iki bölümden meydana gelmektedir. Knidos, Strabon’un da belirttiği üzere, bir “çifte kent” görünümünde olup arazinin dağlık yapısından dolayı teraslanmıştır. Ada ile kara parçası arasındaki deniz sonradan doldurulmuş, böylece iki ayrı liman elde edilmiştir. Bunlardan, kuzeyde daha küçük olana Kuzey Limanı denmiştir. Bu liman askeri amaçlı kullanılmıştır. Diğer yandaki güney limanı ise ticaret gemilerine ayrılmıştır. Bugün buradaki liman ağzını kapayan mendirek kalıntıları ile kuzey limanındaki kule görülebilir.
Knidos kenti Hippodamos’un ızgara plan düzenine göre kurulmuştur. Bundan dolayı doğu-batı doğrultusunda birbirine paralel dört geniş cadde, kuzey-güney doğrultusundaki dik bir cadde ile kesişmiştir. Arazi konumuna uygun biçimde cadde ve sokaklar bazen merdiven, bazen de dik olarak birbirini kesmişlerdir.
Anakara kısmında, akropol ve sur duvarları, doğusunda ise “Demeter Kutsal Alanı” ve “Büyük Tiyatro” bulunmaktadır. Kentin çeşitli yerlerinde bilinen yedi adet kilise, Hellenistik Dönem’den bir villa ve güneyinde de Odeion bulunmaktadır. Bu kısmın kuzeyinde “Musalar Kutsal Alanı” mevcuttur.
Anakaranın kuzeydoğusunda Korinth düzende bir Tapınak mevcuttur. Batısında, “Yuvarlak Tapınak Terası” bulunmakta, hemen aşağısında ise “Apollon Terası” yer almaktadır “Apollon Karneios” şenlikleri bu alanda yapılmakta ve halk terasın kuzeyinde bulunan sıralara oturarak şenlikleri izleyebilmekteydi. Teraslar arasında bir propylon ve doğu-batı yönünde bir cadde mevcuttur. Burada büyük bir kanalizasyon sistemi tespit edilmiştir ve yakınlarında Bouleterion’a ait kalıntılar da görülebilir. Terasın güneyinde ise, taşlarının renginden dolayı, “Pembe Tapınak” olarak adlandırılan bir tapınağa ait kalıntılar mevcuttur.
Büyük limanın kuzeyinde, “Küçük Tiyatro”, batısında bulunan Dionysos tapınağından dolayı “Dionysos Terası” olarak adlandırılan alan ve Liman Caddesi’ne kadar uzanan bir Stoa yer almaktadır. Erken Hellenistik dönemden M.S.2. yüzyıla kadar uzanan malzemeler içeren stoa buluntuları dikkat çekicidir.
Kazılarla ortaya çıkarılan diğer bir alan da “Liman Caddesi”dir. Cadde, küçük limandan başlayarak propylona kadar uzanmaktadır. Bu caddenin hemen batısında ' D ' Kilisesi yer alırken Güney kısmında ise bir “çeşme yapısı” açığa çıkarılmıştır. Yazıtından, “Çeşmenin, kentin su işleri müdürü Boulakrates tarafından yaptırılıp halka sunulduğu” anlaşılmıştır.
Kap Krio’da sürdürülen kazılarda, yine teraslama yöntemiyle konumlandırılmış dükkan sıraları, işlikler ve yerleşimler saptanmış; buranın en son M.S.5.yy. civarında iskan gördüğü anlaşılmıştır.
Kentin nekropolü doğu giriştedir ve yaklaşık 7 km.lik büyük bir alana yayılmış olan çeşitli mezar tipleri dikkat çekicidir. Kent önemli bir turizm ve ticaret merkezidir. Şaraplarıyla ünlü olan kent aynı zamanda ürettiği şarapların ihracatını da yapmaktadır. Kent M.Ö. 6.yüzyıldan başlayarak Hellen dünyasında önemli bir rol oynamıştır.
Knidos, Antik Çağ’ın önemli bir ticaret merkezi olmasının yanı sıra aynı zamanda da bir kültür ve sanat kenti de olmuştur. M.Ö.IV.yüzyılın ünlü heykeltraşı Praxiteles’in Knidos için yapmış olduğu Aphrodite yontusu, arkeoloji yönünden ünlü bir eser olarak tanımlandığı gibi kentin üne kavuşmasında da pay sahibidir.
Daha 19. ve 20.yüzyılın başlarında birçok batılı gezgin ve araştırmacı Anadolu Kıyılarına yaptıkları ziyaretler sırasında Knidos’a uğramışlardır. Bu ziyaretler sırasında çalışmaları ve tetkikleri yayınlanmıştır. 1881 yılında O. Bendorf ve G. Niemann, 1888’de Th. J. Bent, 1893’de J.L. Myres ve 1897 yılında G. Cousin Knidos yarım adasında çalışmışlardır. 1904 yazında Alfred Philippson zorlu bir araştırma ile yarım adanın topografik ve coğrafik tanımlamasını yapmıştır. Knidos ile ilgili araştırmalar 19.yüzyılda Dilletanti Derneği adına İngiliz W.M. Leake tarafından başlatılmış, kıyıları ziyaret eden Leake, Knidos’taki yapıtları resimleyerek yayımlamıştır. Esas kazı ve araştırmalar, British Museum adına C.Newton tarafından 1857-59 yılları arasında yapılmış, bulunan çok sayıdaki yapıt British Museum’a taşınmıştır. Yaklaşık 100 yıl sonra Reşadiye Yarımadası’nı dolaşan İngiliz bilim adamlarından G.E.Bean, yine Knidos’un kuruluşu ve tarihi hakkında bilgiler vermiştir. 1967-1977 yıllarında ABD Long Island Üniversitesi adına Iris Cornelia Love başkanlığında, 1988-2006 yıllarında Selçuk Üniversitesi’nden Prof.Dr. Ramazan ÖZGAN başkanlığında kazı çalışmaları yapılmıştır. 2014 yılında Selçuk Üniversitesi’nden Doç.Dr.M.Ertekin DOKSANALTI başkanlığında kazı ve araştırmalara devam edilmiştir.