MÜZE'NİN öNCüsü ARİF MÜFİD MANSEL
Ziyaretçilerini Side Antik Kentinde restorasyonla müzeye çevrilen bir Roma Hamam binasında karşılıyor. Müze Koleksiyonu büyük ölçüde 1946-1966 yıllarında Ord. Prof Dr, Arif Müfid MANSEL başkanlığında yürütülen Side kazılarından çıkan eserlerden oluşuyor. Side Müzesi Türkiye'de bir köyde açılan ilk müze olma ünvanını taşyor
SİDE LUVi DİLİNDE "NAR” DEMEK
Antik dönemde Pamfilya Bölgesi'nin en önemli liman kenti olan Side. Manavgat'a 8 km uzaklıkta bir yarımadada bulunuyor. Tarihi MÖ 8, yüzyıla kadar uzanan şehrin adı Luvice dil gurubuna giren Sidece de 'nar" anlamına geliyor. M Ö 7. yüzyılda tüm Pamfilya Bölgesi ile birlikte Lidya egemenliğine giren Side, Persler ve Büyük İskender tarafından da yonetildi.
Sık sık Doğu Akdeniz'e korku salan korsan saldırılarına uğrayan şehir, Asia Eyaleti'nin kuruluşundan kısa bir süre sonra Roma Eyaletine bağlanan Pamfilya Bölgesi ile Side Roma Eyaletine bağlanmıştır, MÖ, 78de Romalı konsül Publius Servilius'un bölgeyi korsanlardan temizlemesi üzerine, Pamfilya tek başına eyalet oldu. M.S. 7. yüzyıldan itibaren Arap akınları, talanlar ve Haçlı Seferleri yağmalarıyla zayıflayan Side Antik Kenti: 12. Yüzyıl'dan itibaren tamamen terk edildi.
HELENESTİK, ROMA VE BİZANS ESERLERİ SERGİLENİYOR
Antik Kent içindeki Side Müzesi/ 2, yüzyılda yapılmış ve 5-6. yüzyıllardaki eklenti ve değişikliklerle günümüze ulaşmış bir hamam binasında bulunuyor. Roma Dönemi'ne ait agoranın karşısındaki antik hamam 1959-1961 yıllarında restore edilerek müzeye dönüştürüldü.
Müze koleksiyonunda Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler yer alıyor Sergilenen eserler arasında büyük çoğunluğu Side Antik Kenti kazılarında açığa çıkan heykel, torsa portreler, kabartmalı lahit ve ostotekler, mezar stelleri, Grekçe ve Side dilindeki yazıtlar, sunaklar, amphoralar, arşitravy friz sütun, sütun başlığı, alınlık vb. mimari elemanlar; Pamfllya ve Pisidya kentlerine ait sikkeler ile Side sikkeleri dikkat çekiyor.
HAZIR GELMİŞKEN
Birçok endemik canlı türünü barındıran ormanları, doğa harikası bir oluşuma sahip kalyonları, Selge Antik Kenti, Koprüçayı ve üzerindeki Roma köprüleri ve yolları ile peyzaj değeri yüksek bir rekreasyon alanı olan "Köprülü Kanyon, Milli Parkı” mutlaka görülmelidir, Köprüçay Irmağının eşsiz manzarasında rafting yapmanın ayrıcalığı yaşanmalıdır.